02 Ekim 2024 Oğuz Kömürlü

Hücreler Nefesle Besleniyor

Nefes alış verişi düzenleyerek fiziksel sağlığımızı iyileştirebiliriz!

Nefes alışverişimizi düzenleyerek fiziksel sağlığımızı iyileştirmek mümkündür. Nefesimiz, bedenimize hangi sinyali veriyorsa hücrelerimiz ona göre hareket eder.

Nefesi, temel seviyede fizyolojik olarak soluk alıp vermek ve içimize oksijen çekmek olarak biliyoruz. Ancak nefes, aynı zamanda düşüncelerimizi ve niyetimizi yükleyebileceğimiz bir enerji ve ışık formudur. Hücrelerimiz, nefesle yani ışıkla beslenir. Nefesimizi, bedenimize verdiğimiz bir sinyal gibi düşünebiliriz. Bu enerji, hücrelerimize mesaj verir ve bu mesajlar düşünce ve duygularla birlikte bir titreşim frekansı oluşturur. Nefes alışverişimizi değiştirerek, düşüncelerimiz ve duygularımızla birlikte titreşim frekansımız da değişir. Bu şekilde, nefesimizi belirli bir seviyeye taşıdığımızda hücrelerin rezonansı da değişir.

Düşüncelerimiz ve özellikle duygularımız, tüm fiziksel sistemimizi etkileyen bir faktördür. Peki, biz bunun ne kadar farkındayız? Günlük hayatta çoğunlukla zihnimizden geçen düşünceleri fark etmeden ve hatta nefes aldığımızın bile bilincinde olmadan, bilinçsiz bir şekilde nefes alıyoruz. Vücudun bilinçsiz hareketlerini düzenlemekten sorumlu olan otonom sinir sistemimiz, bu durumu "kaç veya savaş" olarak algılar. Otonom sinir sistemi alarm durumuna geçtiği her an, her bir hücre bu durumdan etkilenir ve bedende dengesizlikler oluşmaya başlar. Bilinçli nefes almak ise gevşeme, sakinlik ve rahatlık hissi yaratmaya yardımcı olur. Böylece bedene ve hücrelere, "kaç ve savaş" mesajı yerine "her şey yolunda" mesajı vermiş oluruz. İçsel huzurda olduğumuzda ise fiziksel sağlığımız ve bağışıklık sistemimiz güçlenir. Yaydığımız enerji değişir ve böylece bütün alanımız, bu enerjiye uygun şekilde şekil almaya başlar.

İnsan zihninden bir günde yaklaşık 6 bin düşünce geçer ve hepsi bir seviyede yaratıcıdır. Zihni nefesle yavaşlattığımızda ve birlikte imgeleme çalışmaları yaptığımızda, bilinci belli bir alana yönlendirmeye başlarız. Beyin, bilinç ve bilinçaltını ayırt edemez; rüya ile gerçeği birbirinden ayıran bir yapıya sahip değildir. Olumlamalar ve imgelerle beyin, kendisini bu alanın içinde zannederek tüm kimyasal yapısını ona göre adapte etmeye başlar. Bu sebeple şifa çalışmalarında, iyileştiğimiz hali daha önceden olmuş gibi imgeleriz. Gündelik yaşamda da hastalıktan çok sağlığa ve esenliğe odaklanmak, nefes alırken şükür duygusuyla her nefeste tazelenmeyi düşünmek, fiziksel sağlığımıza olumlu etki eder. Düşüncelerimiz ve duygularımız, ruh halimizin belirleyicisi olan titreşimlerin şekillendiricisidir. Bu sebeple, zihnin doğasını sakinleştirdiğimizde titreşimimiz değişir ve yaşamımızdaki her şey iyileşmeye başlar.

Farkındalıkla Dolu Postalar

Anlamlı ve Uygulanabilir İçerikleri Direkt Size Ulaştırıyoruz.